31 Ağustos 2019 Cumartesi

Zarafet, ya da insanlık kalitesi
İnsandan insana fark vardır. Müslümandan Müslümana da fark vardır. Bazı davranışlar olur ki “bu olmadı, yakışmadı” deriz. Ya da, bazı davranışlar sergilenir ki, imreniriz; “muhteşem, emsalsiz, ne güzel” deriz; dudak ısırırız, güzelliğine hayran oluruz. Farklı kılar, o davranış o insanı başkalarından çok farklı gösterir. Adeta hayranlık bile uyandırır. İşte, zarafet böyle bir şey... Normali aşan bir davranış güzelliği…

Tortularından arınmış / süzülmüş bir kişilik... Bir tür asalet hali de denebilir. Sizler ise zarafet ya da insanlık kalitesi de diyebilirsiniz:

El ve dil… İnsanın en dışa dönük uzuvlarıdır. Jestler ve mimikler oralardan yansır, dışarı vurur. Yani “İnsanlık kalitemizin göstergesidir ellerimiz ve dilimiz.

İnsanın içindeki dünyası, dışa eliyle ve de diliyle yansır.
Mesela: “Tebessüm(güler yüz) sadakadır.” Buyuruyor (sav). Böylece bize “Müslümanın yüzünü” tarif ediliyor. Bu ne demek? “Müslüman; yüzünü tebessümle donat” demektir. Tebessüm mü güzel bir insan yüzü için, yoksa asık surat mı? Tabii ki tebessüm... Tebessümün “sadaka” olarak buyrulması, onun bir başkasına güzellik, iyilik taşıyor olmaz mi?

İnsanın yüzünün tebessümle donanması için; teslimiyet gerekir, Rıza gerekir. Onun için insanın “Kader’le probleminin kalmaması”, kendisi ile barışık olması, arılık, “fıtri”lik… gerekir.

“İslam ahlakı” o kadar hassas ki; insan göz/kaş işaretlerini bile ölçülü kullanma gibi bir zorunluluk ister. Göz kaş işaretleriyle kınamak, asla kabul görmüyor. “…insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline…” (Hümeze Suresi). Şu hassasiyete, zarafete bakar mısın?
Sesi kullanırken bile zarafet ister İslam…

“Konuşurken sesine hakim ol, bağırarak konuşma! Unutma ki seslerin en çirkini, avazı çıktığınca bağıran eşeklerin sesidir.” (Lokman, 19)
Müslüman bu terbiyeyi bizzat Hz. Peygamberin huzurunda, “…sesini O’nun sesinden yüksek çıkarmama” uyarısıyla terbiye edilerek öğreniyor.

Üç kişi bir arada iken iki kişinin kendi aralarında fısıldaşmaları…

Gözde, bakışta zarafet arıyor İslam. Bir başkasının görülmesini istemediği mahrem alanına bakmamak terbiyesi veriliyor Müslümana. Mahremiyet hassasiyeti başlı başına bir Müslüman toplumun zarafet itinası haline geliyor.

Ayıp – kusur arama yasaklanıyor. Aksine ayıp örtücülük bir karakter halinde telkin ediliyor. 

Yürüyüşte bile zarafet... “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.” (İsra, 17)

Dinimiz İslam insanı, her anlamda ve her alanda zarafetle donatan bir değerler manzumesi...
İnsan ilişkilerini zehirleyen en kötü huylardan birisi olan kibir olmamalı İslam’ın Müslüman insanında. Aşağılama olmamalı!

Güzel kokmak, bunun için koku sürünmek… Ter kokusu, sarımsak, soğan kokusu gibi şeylerden kaçınmak ve bu halde kesinlikle “mescide girmemeli... “

Vücut temizliğine itina etmek… Temiz ve güzel giyinmek…

“Zarafet, ya da insanlık kalitesi”; Müslümanda her yönüyle kendini gösterir, göstermelidir!

“Hani… nerede…”? demeyin! Önce kendimizden…
Hani ya: “Müslüman; örnek insan… “

Selam ve dua ile…

24 Ağustos 2019 Cumartesi


Emine Bulut ve Kadın Cinayetleri

Üç dört gündür sosyal medya'da, Emine Bulut vahşetini konuşuyoruz. Konuşuyoruz çünkü katledilişi kameralara kaydedildi. Şayet öldürülüşünü canlı izlememiş olsaydık bu kadar ses getirecek mi idi,  bu barbarca işlenen cinayet...
Türkiye'yi yasa boğan bu vahşi olay belki de birkaç gün sonra unutulacak. Böyle olmamalı, olamaz…
Toplum, tüm kurumları ile harekete geçmek için daha kaç annenin vahşice öldürülmesine çocuğu ile şahit olacağız!
Olay 18 Ağustos'ta Kırıkkale’de, eski eşi tarafından kızının gözü önünde vahşice katledilen Emine Bulut cinayeti… Emine Bulut’un ‘Ben ölmek istemiyorum’, başucundaki çocuğu ise “Anne lütfen ölme” sözleri herkesin yüreğini dağladı.
Sokak ortasında ve kız çocuğunun gözleri önünde; eski kocası tarafından vahşice katledilen anne Emine Bulut’a rahmet diliyorum... Katilin en ağır ceza ile cezalandırılacağına inanıyorum.
Kadınları hedef alan bu vahşi saldırıların sebebi ne olursa olsun, son bulması için; toplum, bireyler, ilgili bakanlıklar ve diyanet dahil, tüm kurumların yapacak çok şeyin olduğuna inanıyorum. Bana ne diyen, duyarsız kalan, her kim olursa olsun, bu vebalin altında kalır.
Maalesef “Kadına Yönelik Şiddet” Türkiye’nin ve de dünyanın gündeminden hiç düşmedi…
Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre dünya genelinde 2017 yılı için 90 bin kadın kasten öldürüldü.
Bu cinayetlerin işlendiği ülke olarak,  Amerika birinci sırada… “Medeniyetler ülkesi Amerika…”
Ülkemizde, Emine Bulut'un öldürülmesiyle dikkatler kadın cinayetlerine tekrar çevrildi.
Türkiye’de her yıl bir önceki yıla göre daha fazla kadın cinayeti işleniyor. 2018’de 440 kadının öldürüldüğü Türkiye’de, 2019’un ilk yedi ayında kadın cinayeti sayısı 245’e ulaştı. Çok vahim bir tablo…
Kadına şiddet, bundan yaklaşık 1400 yıl önce, İslam peygamberi (sav) tarafından yasaklanmış, "Cennet anaların ayakları altındadır' diyen bir dine, Nene Hatunların, Fadime Bacıların olduğu bir tarihe sahip köklü medeniyette hiçbir şekilde yeri bulunmayan kadına şiddetin, bugün maalesef insanlığın yüz karası olarak karşımızda…
Peygamber Efendimiz (sav): Develeri hızla koşturan bir sahabeye, üzerlerinde hanımları taşıdığını hatırlatır ve “Yavaş ol. Üstünde kristalleri taşıyorsun, kırılacak” buyuruyor, şu inceliğe / şu hassasiyete bakar mısınız?
* Allah ve Resulüne inananlar ve onların talimatlarını hayat felsefesi yapan insanların, değil kadını dövmek ya da bir hiç uğruna öldürmek, bir karıncayı bile incitemez!
Unutulmamalıdır ki, hiçbir sebep bir canlıya şiddet uygulanmasını mazur gösteremez. Bunun için de bireysel olarak, toplumsal olarak ve devletin tüm kurumları olarak; kadına şiddetin önlenmesi adına gereken tüm adımlar bir an önce atılmalı, kadına şiddet vakaları son bulması için azami gayret gösterilmeli.

 * “Düşmanın oyununa gelinmemeli ve İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmeli”!

* “İstanbul Sözleşmesi’yle birlikte eşler arasındaki diyalog süreci bitmiştir!”

“Toplum olarak bu hepimizi ilgilendiren çok önemli bir meseledir. Kadına veya çocuğa şiddet olduğu zaman; yeri göğü inletmemiz lazım" .
Kadın:
Kadın Annedir… Kadın Sırdır… Kadın Ailedir… Kadın Zenginliktir…
Kadın İffettir… Kadın Cennet'tir… Kadın Cehennem kilididir…
Kadın Sırat köprüsünde yol arkadaşı, Cennette yoldaştır, arkadaştır…
“Kadınlık / Annelik” kutsal bir değer, yeryüzünün mukaddes bir mertebesi…
Kadın nasıl incitilir… Ya katledilmesi…
Selam ve dua ile…