28 Mart 2019 Perşembe

GENÇLER: BEN KİME OY VEREYİM?


Alman devlet adamı Bismarck: "Sosis imalatı ve siyasi pazarlıklar halk önünde yapılmaz. İkisi de mide bulandırır" demiş.
Ya bizim bulandırıcılar

Aslında Bismarck'ın bu sözü evrensel ölçüde bir değer taşımaktadır.
Mesela, FETÖ'nün devlete ve hemen her kuruma sızmasına karşı mücadeleyi sürdüreceklerinden hiç söz etmeyen, gözünü ve kulağını Ankara yerine Kandil'e dikmiş, kirli pazarlıklar içinde olan siyasetçiler yok mu meydanlarda?

Bugün sahnede olan Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı değildir.
Hem Cumhur İttifakını hem de Millet İttifakını aşan bir olgu var sahnede.
Çünkü her iki isim de, bir tarafı ve düşünceyi temsil ediyor.
Bu nedenle tartışmamız gereken, isimlerden ziyade isimler üzerinden ortaya çıkan "taraf"lardır. Bu Ankara ve İstanbul’da, Manisa’da da böyledir.

Lafı uzatmaya gerek yok.
Millet İttifakı eski Türkiye'yi, Cumhur İttifakı ise yeni Türkiye'yi temsil ediyor.
İsimlere takılmayın. Önemli olan “temsil ettikleri, içinde gizledikleri, sinsilikleri”dir.
Gençler, hamfendiler, beyefendiler:
Cumhur İttifakı, MHP’nin çok istediği ama AK Parti’nin mecburen evet dediği bir ittifak değildir, milletin ve ülkenin yüksek menfaatinin olacağı tarihî bir oluşumdur.
Bu ittifakın başarısı, bizim oylarımızla tarihin seyrini değiştirecek, siyasî hayatımıza yön verecektir. En büyük yararını ise istikrarla millet görecektir.
31 Mart Pazar günü Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birisinde daha oy kullanmak üzere sandığa gidilecek.
Çanakkale’yle başlamayıp 15 Temmuz’la bitmeyen istiklal mücadelemizde, vereceğimiz oylarla kalbimizi taşın altına koyup koymadığımızı ispat edeceğiz...

Lütfen buraya dikkat!
Yukarıdaki cümleler garip değil mi? Biz hep “hiç olmadığı kadar birlik ve beraberliğe muhtaç”, hep “devletinin istiklali ve milletinin istikbali tehdit altında” bir coğrafyanın evlatları olmak zorunda mıyız Allah aşkına?
Her seçim, bir başka sebepten tarihimizin en önemli seçimi oluyor; her gelen gün bizi millet ve kardeş olmaya biraz daha mecbur kılıyor, farkında mısınız?

Efendiler:
Ülkemize sığınan 3,5 milyon mazlum ülkelerine huzur içinde geri dönmüş olsa,
Kandil’e bayrağımız dikilse,
PKK diye bir derdimiz kalmasa, FETÖ tamamen bertaraf edilse,
ABD ve Avrupa Türkiye’de100 yıldır rahatlıkla yapmaya alıştıkları müdahaleleri yapabilme imkanını külliyen kaybetse,
“Kürdistan’da kazanacağız, Batıda da AKP’ye ve MHP’ye kaybettireceğiz” diyenlerin izalesi…
Türkiye düşmanı namussuzlar güruhu, içeride ve dışarıda tetikte beklemiyor olsa,
Bertaraf edilmeye başlanan statüko ve vesayet tehdidi tamamen bitse, beka, beka diye feryat edileceğini mi zannediyorsunuz?
Gel gör ki! Kazın ayağı öyle değil…

Hepsi bir tarafa…
Millet düşmanı FETÖ ve PKK hainleri ile mücadeleyi sürdürmeyi bırakın; engellemeye çalışan bu işbirlikçilere, ben nasıl taraf olurum?
Gayemiz ulvi, derdimiz büyük, yükümüz ağır, düşmanımız çok…

O halde söyleyin, ben kime oy vereyim?
Söyleyin gençler!

Selam muhabbetlerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder