14 Temmuz 2019 Pazar



15 Temmuz Unutulmaz
Devlet olmak, millet olmak kolay mı? Ulu çınarlar gibidir millet olmak ve kök salmak, emek ister, can ister...
Yaklaşık 1000 yıldır şehit kanlarıyla yıkandı bu topraklar. Alparslan, Ertuğrul, Osman Gazi, Fatih’ten Abdülhamit Han’a, oradan Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’na kadar bu topraklarda bir varoluş ve diriliş mücadelesi ola geldi.
15 Temmuz gecesindeki o varoluş mücadelesi gibi kahredici bir mücadele görmedi bu topraklar. Bu topraklarda bu kadar acımasız, bu kadar insafsız, bu kadar kahpe ve sinsi bir oyun görülmedi…
Yüce Yaratanın bahşetmiş olduğu üstün fazilet olan iradeyi bertaraf ederek, onu bu yüce ve eşsiz misyondan kopararak,” aklını kiraya verenlerin”, bu ülkeyi nerelere sürükleyeceği felaketini “15 Temmuz” gecesi yaşadık.
Aklın baştan alınması, aklın çelinmesi, akıl tutulması, “AKLIN KİRAYA VERİLMESİ”, akıl etmeden hareket ve yaşam sürülmesi, insanı sadece ruhen değil, hatta ve hatta çoğu zaman şeklen bile insanlıktan edecek feci bir sona şahit olduk “15 Temmuz” gecesi.
15 Temmuz Nedir?
Kadını ve erkeği ile 7'den 70'e milyonların milli iradeye sahip çıkmak için nasıl kurşunlara siper olduğuna şahit olduğumuz gecedir 15 Temmuz.
Vahşi bir darbe girişimi ve Müslüman Anadolu halkının dillere destan Diriliş Destanıdır 15 Temmuz.
“Hoşgörü, diyalog, yaşatma ideali” diyerek “aklını kiraya verip” yola çıkan hainlerin, bir gecede 250 masumu şehid ettiği, 2194 insanı vahşice yaraladığı karanlık bir gecenin adıdır 15 Temmuz.
Ezan ve sala seslerinin, halkı sindirmek için sabaha kadar semalarda uçurulan uçak ve helikopter seslerini susturduğu gecedir 15 Temmuz.
15 Temmuz unutulur mu?
Ölüme meydan okuyan yiğitler; tanka, helikoptere, uçağa binmiş silahlı, hainlerin silahlarını ellerinden aldığı gece…15 Temmuz unutulur mu?
Metin Doğan gibi kahramanlar, tankların önüne yatarak onları durdurduğu gece…15 Temmuz unutulur mu?
Ahmet Onay gibi 18 yaşındaki yiğitler, Safiye Bayat gibi demir yürekli analar, silahlı askerlerin karşısına çıkıp onlara “bu tankın burada ne işi var, çekilin kışlanıza!” diyerek meydan okuduğu gece15 Temmuz unutulur mu?
Ankara – Kazan’lı anenin, helikopter pistine yürüdüğü ve pilot binbaşının yakasına yapışıp: “Ben senin annenim! Bu helikopter kalkmayacak, bu uçaklar havalanmayacak! Tamam mı” diye haykırışı… unutulur mu?
Havaalanında yiğit bir baba ise askerin yakasına yapışıp onu sarsan şu cümle: “Ben senin babanım, düşmana karşı vatanı koru diye seni askere gönderdik, kendi halkına nasıl silah çekersin?” gürlemesi… unutulur mu?
Muhteşem bir diriliş destanına kanlarıyla imza atan, Şehit Astsubay Ömer Halis Demirler, Şehit Albay Sait Ertürkler, Gazi Albay Davut Alalar, Gazi Binbaşı Barış Dedebağlar…unutulur mu?
İzmir Bornova Merkez Yeni Camii İmam Yusuf Dağ anlatıyor: “Yanımda 9 yaşındaki çocuğumla camiye gittim, sala verdim. Dışarıya çıktığımda herkes balkonlara çıkıp “Tayyip geberecek” diyerek küfürler etmeye başladı. Biz de kapıları kilitleyerek içeriye girdik. 20-30 kişilik bir grup caminin etrafını sararak kapıları tekmelemeye başladı. Cami çevresindeki kameraları da kapattılar. Ben çocuğumun üzerine yattım. Artık içeriye girecekler diye endişe ettim. Cemaatten bir kişi polisi aramış. Polisler gelince bunların hepsi dağıldı. Polis nezaretinde camiden çıkabildik” bu gece unutulur mu?
Mehmet Algüvecin - Beşiktaş Konaklar Cami İmamı: “Salalar verilmeye başlayınca “rahatsız edildik” diyerek asker olduklarını söyleyen kişiler geldi. Küfürler ve nahoş ifadelerle hakaretler savurdular… 15 Temmuz unutulur mu?
Yakup Öztürk - Beşiktaş Muradiye Cami İmamı: “O akşam salalar okunurken caminin etrafında mahalle halkı toplandı. Hakaretlere uğradım. Mahallede sala sesini bastırmak için tencere tava çalanlar oldu. Daha niceleri… 15 Temmuz unutulur mu?
Anadolu’da yeni bir “merhamet medeniyeti” inşa edecek olan milletimiz yeniden ayaktaydı o gece15 Temmuz gecesi.
Milli ruh o gece bir kere daha şahlandı ve  zafer kazanıldı.
“Şehitlik aşkıyla meydanlara koşanlar;  250 şehid ve 2194 gazinin kanı pahasına o kahramanlar, darbe yapıp cennet vatanı Amerikan uşaklarına peşkeş çekmek isteyen eli silahlı hainlere dünyayı dar etti.”
Milletimize büyük acılar yaşatan önceki 5 darbenin sanki rövanşı idi 15 Temmuz, unutulur mu?
Bir taraftan kendi milletine ihanet eden, sinsi sinsi bugüne gelmiş bir güruh… Diğer tarafta ise, parktaki çiçeğe zarar vermeye bile imtina eden, giyinmeyi beklemeden pijamalarla sokağa fırlayan bir insan seli… 15 Temmuz unutulur mu?
Diğer taraftan okyanus ötesi kumandasıyla canileşen bir güruh, öte yandan kalp kumandası ile hareket eden insan selinin aktığı gecedir 15 Temmuz, unutulur mu?
Gençler ise: “Biz asil dedelerimizin nezih torunlarıyız” dediler o gece.
Ve gözlerini kırpmadan şehadete yürüdüler.
Alnından öpülesi “O GENÇLER”.
İyi ki varsınız:
 “Ben ölmezsem kimse ölmez!” diyerek şehadet şerbetini yudumlayan ancak izzetini çiğnetmeyen, karıncayı dahi incitmekten imtina eden Ahmet Ağabey:  İyi ki varsın…
“Kim var! Diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, derhal "ben varım! Diyen genç kardeşim; iyi ki varsın...”
“Nerede öleceğiz abi, yön göstersene bize” diye gözü kara, vicdanı ak, gönlü berrak olan yiğidim; iyi ki varsın…”
Bosna, Üsküp, Kosova, Pakistan, Arabistan, Ürdün, Malezya, Endonezya, Katar… ümmet coğrafyasının dört bir yanından bizimle olduğunu söyleyen Müslüman kardeşim; iyi ki varsın...”
Dünya Müslümanlarının gece namazlarında yaşlı gözlerle kıyamda ve duada bulunan Ümmet-i Muhammed; iyi ki varsın…
“Bacağını meydanlarda istiklal ve istikbali için kaybeden, bununla birlikte canını vatan için veremediği için üzülen Nene Hatun’un torunu Aziz ablam; iyi ki varsın…”
“Rızık Allah'tandır deyip senelik mahsulünü uçakların kalkmasını önlemek için yakan Arif köylüm; iyi ki varsın…”
Evladı olmaktan gurur duyduğum Aziz Milletim iyi ki varsın...
Selam Olsun:
Canları pahasına salalara devam ederek camileri terk etmeyen, İmam ve müezzinlere…
“Reis”inin emri ile meydanlara akanlara selam olsun…
Selam olsun Nene Hatunlara, Şerife Bacılara…
Selam olsun hayâsız akınlara siper olup fitneye geçit vermeyen Şehid ve Gazilere…
Gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum.
Allah'ın Rahmeti şehitlerimiz ile olsun.
15 Temmuz unutulur mu?
Selam ve dua ile…

13 Temmuz 2019 Cumartesi



15 Temmuz Unutulmaz!

Ülkemiz bundan üç yıl önce büyük bir badire atlattı…
İçimizden görünerek yıllarca insanımızın imkân ve değerlerini istismar eden FETÖ, en sonunda vatanımıza ve istiklalimize kastetti. 

Tarih boyunca nice, hinlik ve ihaneti, cesaret ve fedakârlığı ile aşan bu aziz millet, Allah'ın yardımıyla bu işgal girişimine de geçit vermedi.

15 Temmuz gecesi yaşananlar, milletin kahramanlığı, yazılan destanın yanında darbe girişiminde bulunanların hainlikleri hiçbir zaman unutulamayacaktır.

O gece Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla adeta destan yazan bu Milleti nasıl İstiklal Harbinde işgalcilere izin vermediyse; nasıl istiklalinden vazgeçmediyse 15 Temmuzda da yeni bir destan yazarak ihanet şebekelerinin hevesini kursağında bıraktı.

15 Temmuz’da:
Ordu içerisinde örgütlenmiş FETÖ; savaş uçakları, helikopter ve tanklarla kanlı ve çılgın yeni bir darbe girişiminde bulunmuştu. Darbeye karşı çıkan vatandaşların üzerine tanklar sürmüş; Cumhurbaşkanlığı, parlamento, emniyet ve kamu binaları ile darbeye karşı çıkan insanları savaş uçaklarıyla bombalayan FETÖ, Cumhur Başkanı Erdoğan’a da suikast girişiminde bulunmuştu...

Milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam'ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında hep fitneye, fesada, bozgunculuğa çalıştılar.

Kendini olduğundan farklı gösterme, ikiyüzlülük, yalan, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle ayakta kalan FETÖ, asla İslami bir yapı değildi…

Merhum Erbakan Hocam, ta 90’lı yıllarda bunun işaretini vermişti…

Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan FETÖ, bir terör şebekesi olarak hortladı…

İslam'a göre, Peygamberimizden başka "masum ve tartışılmaz" bir otorite yoktur. Dolayısıyla mümin, aklını, iradesini ve kişiliğini körü körüne bir başkasına teslim edemez/ kiraya veremez.

Kur'an ve Sünnete aykırı düşen hiçbir bilginin dini değeri yoktur.
Hani “Müminler ancak kardeştir”;  kibirle, riyayla, fesatla, iftirayla ümmetin birliğini zedelemek, tefrikaya kapı aralamak asla kabul edilemez…

15 Temmuz'u anarken, ihaneti anlayalım ve üzerimize düşen sorumlulukları bir daha hatırlayalım. Kur'an-ı Kerim'in rehberliğinde, sevgili Peygamberimizin sünnetini model alarak yaşayalım…
Yüzyıllardır topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım.
15 Temmuz'da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi istismar etmek isteyenlere karşı uyanık duralım.
Ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyen nifak hareketlerine hep birlikte engel olalım.

Sözün özü:
“…Bana ihanet, kahpelik edeni affederim. Ama vatana, millete ihanet edeni asla affetmem” diyor, Allah’ın Aslanı Hz. Ali(R.A).
“Allah’a şükür ki darbelerin susturduğu ezanlardan, ezanların susturduğu darbeyi görebildik”.

15 Temmuzdaki o hain kalkışmayı UNUTMA, UNUTTURMA!

15 Temmuz'un yıl dönümünde vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralarını bir istiklal madalyası gibi şerefle taşıyan gazilerimizi her daim minnet ve şükranla anıyoruz.

Selam ve dua ile…


9 Temmuz 2019 Salı



“Tek Hakikat: Ölüm ve Hayat”

Nasrettin Hoca’nın “Hiçlik” hikâyesini duymayanımız, ya da okumayanımız yoktur.

Hikaye şöyle:
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.”
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım (Kaymakam) demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca… ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘Hiçlik Makamı’ında…

Yanı;  benim bugünkü makamıma… Ya sen hangi makamdasın?..

İnsanoğlu kendini ölümsüz zannetmese de, ölümün ona çok uzak olduğunu zanneder…

Sözün özü:
“Başını hep dik tut
Yıldızlar altından geçmemiz gerek 
Hangi yolu seçersen seç sonunda ölüm var 
Ve her şey bitecek 
Ve sen de öleceksin
Bu dünya da ölecek
Bu yüzden başını hep dik tut.” diye yazmıştı bir şiirinde; 
inançlı, inancı için savaşan, örnek bir Müslüman Bilge Kral Aiya...

“Ey Bosna;  yaslanacağın Aliya gibi bir sağlam duvarın var; bilge, vatansever, imanlı ve inançlı… Kaç Aliya var yeryüzünde ülkesini yöneten adamakıllı, kaç lider var bilgece hareket eden ve kaç kral var öldükten sonrada halkına önayak olan”!
Ruhun şad mekânın cennet olsun Ey Aliya!

Selam ve dua ile…